İman, Allahın varlığına ve birliğine inanmak olarak tanımlanmaktadır. Oysa biraz araştırıp düşündüğümüz zaman görürüz ki Allahın varlığına ve birliğine inanmayan hiç kimse yoktur.
Bunun en açık örneği şeytandır. Biz biliyoruz ki şeytan, Allahın varlığına da birliğine de inanmaktadır. Ancak buna rağmen mümin olmak bir yana o küfrün temsilcisi, şirkin abidesi, isyanın simgesidir.
Şeytan, Allahın ‘…Âdem’e secde edin…’ emri karşısında ‘…Beni ateşten onu çamurdan yarattın, ben ondan üstünüm…’ cevabını vererek mazeret beyan edip emre karşı gelirken, Allahın varlığına da birliğine de inanıyordu. Ama bu inanç onu mümin kılmıyor, bir kâfir ve müşrik olarak lanetlenmesine sebep oluyordu.
İman tam bir teslimiyettir. İman eden kişiye mümin denir. Mümin, hayatının her anında Allah’ın buyruklarına uymayı benimsemiş kişidir. O’na hiçbir şeyi ortak koşmaz. Onun buyruğu dururken başka bir yolu seçmez. Çünkü bilir ki Allah’ın hükmünün yanında başka bir şeyi seçmek o hükmün sahibini ilah edinmek olur. Bu ise apaçık şirktir.Bunun için Yüce rabbimiz; ‘Allah ve Peygamber'i bir şeye hükmettiği zaman, mümin erkek ve mümin kadına artık işlerinde başka yolu seçme hakkı yoktur. Allah'a ve Peygamber'e baş kaldıran şüphesiz apaçık bir şekilde sapmış olur.’[1] Buyurmaktadır.
[1] Ahzab, 36
Bunun en açık örneği şeytandır. Biz biliyoruz ki şeytan, Allahın varlığına da birliğine de inanmaktadır. Ancak buna rağmen mümin olmak bir yana o küfrün temsilcisi, şirkin abidesi, isyanın simgesidir.
Şeytan, Allahın ‘…Âdem’e secde edin…’ emri karşısında ‘…Beni ateşten onu çamurdan yarattın, ben ondan üstünüm…’ cevabını vererek mazeret beyan edip emre karşı gelirken, Allahın varlığına da birliğine de inanıyordu. Ama bu inanç onu mümin kılmıyor, bir kâfir ve müşrik olarak lanetlenmesine sebep oluyordu.
İman tam bir teslimiyettir. İman eden kişiye mümin denir. Mümin, hayatının her anında Allah’ın buyruklarına uymayı benimsemiş kişidir. O’na hiçbir şeyi ortak koşmaz. Onun buyruğu dururken başka bir yolu seçmez. Çünkü bilir ki Allah’ın hükmünün yanında başka bir şeyi seçmek o hükmün sahibini ilah edinmek olur. Bu ise apaçık şirktir.Bunun için Yüce rabbimiz; ‘Allah ve Peygamber'i bir şeye hükmettiği zaman, mümin erkek ve mümin kadına artık işlerinde başka yolu seçme hakkı yoktur. Allah'a ve Peygamber'e baş kaldıran şüphesiz apaçık bir şekilde sapmış olur.’[1] Buyurmaktadır.
[1] Ahzab, 36
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder